6 Şubat 2008 Çarşamba

DUYU BÜTÜNLEME TERAPİSİ

Yaşamımızın ilk yıllarından itibaren çevremizdeki sesleri işiterek, nesneleri görüp dokunarak,yiyecekleri koklayıp tadına bakarak birçok bilgi ediniriz. Bu bilgileri almak için gerekli duyularımız görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma, pozisyon hissi (kas-iskelet sisteminden gelen proprioseption) ve denge (vestibular)dir. Her bir duyu, aldığı bilgiyi merkezi sinir sistemine iletir. Burada tüm mesajlar değerlendirilir ve aralarında ilişki kurulur. Beynin mesajlar arasında bağlantı kurma işlevine ‘Duyu Bütünlemesi ’ denir.
Sonucunda ‘öğrenme’ gerçekleşir. Öğrenme ve öğrenilen bilginin davranışa dönüştürülmesi için bütün duyular birbiriyle yardımlaşmalıdır. Örneğin; anne çocuğuna hırka giymeyi öğretirken hırkayı gösterir, ona dokunmasını sağlar, gerekli motor beceriyi sağlamasında yardımcı olur ve aynı anda sözel komutlarla çocuğu yönlendirir. Bu davranışı gerçekleştirirken görme, dokunma, pozisyon hissi ve işitme duyularının beyne gönderdiği mesajlar arasında bağlantı kurulur ( duyu bütünlemesi yapılır). Çocuk davranış için gerekli bilgileri almış ve anlamlandırmış yani öğrenmiştir. Hırka giyeceği zaman gerekli motor planlamayı (hareketleri uygun sırayla gerçekleştirme) yapabilir. Duyulardan bir veya birkaçının algılanmasında problem olduğunda ya da beynin duyular arasında bağlantı kuramaması durumunda ‘Duyu Bütünleme Bozukluğu’ oluşur.
Duyu bütünleme bozukluğu olan çocuklar, duyu uyaranlarına karşı diğer çocuklardan farklı tepkiler verebilirler. Verilen tepkilere göre duyu bütünleme bozukluğunun belirtileri' ni 2’ye ayırabiliriz;Duyu uyaranlarından kaçınma Duyu uyaranı arama
Duyu uyaranlarından kaçınan çocuklarda dokunulmaya tepki olarak; saç taramada ve/veya kestirmede zorluklar, bazı giysi ve nevresim kumaşlarından aşırı rahatsızlık sonucu giyinme ve uyku problemleri yaşanabilir. Banyo yapmaya ve diş fırçalamaya aşırı tepki gösterebilirler.Bu çocuklar yüksek seslerden rahatsız olup kulaklarını kapatabilirler. Gürültülü, kalabalık ortamlara girmek istemeyebilirler. Parlak ışıklara tepkili davranıp, karanlıkta oturmayı tercih edebilirler.Farklı kokulara ve tatlara aşırı reaksiyon gösterebilir, yemek seçebilirler. Merdiven inip çıkarken, kaydırak, salıncak vb. oyuncaklara binerken aşırı huzursuz olabilirler.Ağrı duyusuna karşı hassas olabileceklerinden incinmeyi çok abartabilirler.Sıcak- soğuk algılamasında farklılık nedeniyle sürekli üstündeki giysileri çıkarma isteği görülebilir. Duyu uyaranı arayan çocukla ise yukarıdakilerin tam tersi reaksiyonlar gelişir. Yüksek seslere ilgi duydukları için müziğin sesini sonuna kadar açmak isteyebilir, tekrarlı ışıklara odaklanabilir, yenmeyen şeyleri çiğneyebilir, aşırı giyinebilir, ağrıya/acıya duyarsız kalabilirler.Duyu bütünleme bozukluğu olan bir çocukta her iki grubun tepkileri de görülebilir. Örneğin çocuk dokunulmaya tepkiliyken, yüksek sese ilgi gösterebilir. Duyu bütünleme bozukluğunda aşağıda ki belirtiler de gözlenebilir.
1. İnce motor becerilerde ve motor planlamada yetersizlikler,
2. Okuma, yazma gibi akademik becerilerde yetersizlikler,
3. Konuşma ve lisan problemleri,
4. Aşırı hareketlilik ya da hareketsizlik, sürekli yorgun olma hali. Otizm tablosunda da karşılaşılan duyu bütünleme bozukluğunda, ilk kez Dr. Jean Ayres tarafından geliştirilenuygulanmaktadır. Okulumuzda da yapılan bu terapide amaç çocuğun, vücuduna ve çevresine olan farkındalığını arttırmak, doğru duyu girdileri vermek ve bunları bütünleştirmesine yardımcı olmaktır. Böylece çocuğun öğrenmeye daha açık olması, hareket ve tepkilerini daha kolay kontrol edebilmesi hedeflenmektedir.
Duyu bütünleme terapisi bu konuda eğitim almış fizyoterapistler ve iş-uğraşı terapistleri tarafından yapılır. Çocuk öncelikle terapist tarafından değerlendirilir ve gereksinimleri belirlenir. Haftada 1-2 seans olacak şekilde terapiye başlanır.
Terapi, gerekli duyu uyarılarını sağlayacak materyallerin bulunduğu özel döşenmiş odalarda, özel tekniklerle ve çocuğun keyif alacağı aktiviteler yardımıyla yapılmaktadır. Bu aktivitelere:
1. Pamukla dokunma, masaj, fırçalama teknikleri…ile dokunma duyusunu uyarma,
2. Sallanma, yuvarlanma, zıplama egzersizleri, tünel içinden geçme…ile denge ve pozisyon hissi (proprioseption) duyularını uyarma,
3. Nane, papatya, vanilya…. kokuları ile koku duyusunu uyarma,
4. Karanlık oda, renkli ışıklar…. ile görme duyusunu uyarma,
5. Klasik müzik, doğal sesler…. ile işitme duyusunu uyarma, 6. Reçel, limon… gibi yiyeceklerle tat alma duyusunu uyarma örnekleri verilebil Duyu bütünleme bozukluğu olan çocukların aileleri, terapistle yardımlaşarak çalışmaları evde de desteklemeli, çocuklarına karşı anlayışlı ve sabırlı olmalıdırlar. Sevgili anne-babalar, evde bir uygulama yapmaya ne dersiniz? Radyoyu açıp kanalı bozuk, cızırtılı olacak şekilde ayarlayın. Birisinden odanın ışıklarını sürekli yakıp söndürmesini isteyin. Bir ayağı kırık bir sandalyede, ayağı dengesiz sürekli sallanan bir masada oturmaya çalışın. Üzerinize dar gelen, rahatsız bir bluz geçirin, pantolonunuzu ters giyin ve ayağınıza küçük gelen bir ayakkabıyla dolaşın. Asla yemeyeceğiniz, en nefret ettiğiniz yemeği yemeye çalışın. Çocuklarınızın çevreyi bizim gibi algılamadıklarını ve bununla ilgili zorluklarla mücadele etmeye çalıştıklarını unutmayınız.

DUYU BÜTÜNLEMESİ:Duyu organlarımızla gelen bilgilerle, çevremizi ve kendimizi algılarız. Dokunma, tat alma, koku, görme, işitme, proprioseptif (kas eklemler ve bağ dokusu ile algılanan pozisyon duyusu) ve vestibüler (iç kulaktaki duyu organı ile algılanan , hareket, denge ve yerçekimi ile ilgili mesajları alan) duyular aracılığıyla alınan uyaranlar ile merkezi sinir sistemine pek çok bilgi iletilir.Merkezi sinir sistemimiz, beyin ve beynimizin vücudumuz ile ilişkisini sağlayan omurilikten oluşur.
Görevi; iletilen bilgileri organize etmek, gelen bilgiler arasında bağlantı kurmak ve parçalardan bir bütün oluşturmaktır. Bir tek duyudan alınan mesajlar öğrenmemiz için yeterli değildir. Çeşitli duyuların sağladığı bilgiler arasında ilişki olmalıdır. Örneğin; dokunma duyusu ile alınan mesajlar görmeye, görme duyusu ile alınan mesajlar dengeye ve vücudun farkında olunmasına, bu da öğrenmenin gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Mesajlar arasında bağlantı kurulması, yani duyu bütünlemesi sayesinde beynimiz bizim çeşitli beceriler kazanmamızı ve öğrenmemizi sağlar.
Çocuğun ayakkabısını bağlamayı öğrenmesi için ayakkabı bağını görmesi, ona dokunması, kendi parmak hareketlerini kontrol edebilmesi, kendine anlatılanları dinlemesi, dengesini bozmadan çömelerek belli bir pozisyonda ayakkabısını bağlaması gerekmektedir. Bu da yukarıda saydığımız duyuların çoğundan gelen mesajların birbiri ile bağlantısının yani duyu bütünlemesinin olmasını gerektirir.
Duyu Bütünlemesi Bozukluğu:
Duyu bütünlemesi bozukluğu olan çocuklar algıladıklarını bütünleştiremezler ve parçalardan bir bütün oluşturamazlar. Otistik özellikleri olan çocukların çoğunda duyu bütünlemesi bozuklukları görülür.Vestibüler uyaranları bütünleme güçlüğü yaşayan çocukların, günlük yaşamda yerçekimine güvensiz ve savunmacı davranışlar geliştirdiği görülür. Örneğin, merdivenin son basamağından atlayamaması, kaldırım taşı üzerinde yürüyememesi, merdiven korkuluğuna sıkıca tutunmadan inip çıkamaması, oturduğu sandalyenin başkası tarafından hareket ettirildiğinde aşırı derecede korkması gibi.Dokunsal uyaranları bütünleme güçlüğü yaşayan çocukların savunmacı olmasına örnek olarak; eline su damlası düşmesi ile diken batmasına birbirine yakın tepkiler vermesi, öpmek ve öpülmekten hoşlanmadıkları halde sıkıca sarılınmasından hoşlanmaları verilebilir.
Duyu Bütünlemesi Terapisi:
Tek başına bir eğitim yöntemi değildir. Duyu algılamalarında farklılık olan otistik çocukların, doğru tepkileri verebilmeleri, kendilerini tanımaları, bulundukları mekân içinde kendilerini algılamaları, çevrelerinin farkında olmaları ve hareketlerini kontrol edebilmeleri sağlanarak, öğrenme için gerekli ortam hazırlanır.
Duyu Bütünlemesi Terapisi, dört yıllık bir yüksek öğrenim programını tamamladıktan sonra konusunda lisans üstü eğitim, seminer ve sertifika programlarına katılmış, bu konuda deneyimli uğraşı terapistlerince uygulanır. Özel tekniklerle, otistik özellikleri olan çocuğun gereksinimleri doğrultusunda duyuları uyarılarak beynin mesajları organize etmesine yardım edilmektedir. Bunun için geniş bir oda içinde çeşitli büyüklükte terapi topları, silindir şeklinde yastıklar, tavandan asılan serbest sallanan salıncaklar, altına tekerlekler yerleştirilmiş platformlar kullanılabilir. Çocuğun yaşına uygun ve eğlenceli çeşitli fiziksel etkinlikleri içeren tedavide, uğraşı terapisti ortamı kontrol ederken, çocuğun kendi yaptıklarını kontrol etmesi beklenir. Uğraşı terapistlerinin uyguladığı teknikler arasında, çocuğun vücut pozisyonunu değiştirme, sallama, yuvarlama, fırlatma, üstüne binme, döndürme gibi etkinliklerin yanı sıra, çocuğu pamukla dokunarak uyarma, çocuğu ovma ve fırçalama gibi direkt dokunsal uyaranlar verilmesi de vardır.

(alıntıdır...)

Hiç yorum yok: